Sürücüler tatil veya tatil ziyareti için yollara çıkıyor. Uzun bir yolculuğa çıkmaya hazırlanan sürücüler nelere dikkat etmelidir? Ne zaman yola çıkmalısınız? İşte uzun yola çıkacak sürücülere bazı ipuçları…
Güvenli bir yolculuk için araçta oturuş şekliniz çok önemlidir. Aracı kontrol etmek, aynaları kontrol etmek ve kaza anında araçtan en az hasarla çıkmak için 3 aşamadan oluşan “doğru sürüş pozisyonu” varsayılmalıdır. Bu pozisyonu kısaca anlatmak gerekirse, pedallara basarken bacak düz olmamalı, dizden hafif eğimli kalmalıdır. Pedala bastığınızda bacaklarınız düz ve gerginse, bir kaza anında kaval kemiğiniz ve diziniz başta olmak üzere birçok yerinize zarar verebilirsiniz.
Aynı şekilde direksiyonu 9,15 açıyla tutarken kolların dirseklerden bükülü olması yani gergin olmaması önemlidir. Çünkü bu durumda önünüze aniden bir şey gelmesi durumunda aracı güvenli bir şekilde sağa veya sola çeviremeyebilirsiniz ve aracınıza çarpılması durumunda dirsek ve omuz bölgesinde yaralanma ihtimaliniz artar.
Doğru Sürüş Pozisyonu'nun en önemli tamamlayıcılarından biri koltuk başlığıdır. Ülkemizde çoğu sürücünün önemsemediği, dinlenme alanlarında dinlenirken veya uyurken başlarını yasladığı ancak görmezden geldiği koltuk başlıkları, çok riskli yaralanmaların önlenmesini sağlayan hayati bir ekipmandır.
Özellikle arkadan çarpmalarda boyun yaralanmalarını önleyen koltuk başlıklarının ayarı çok kısa; Baş ile koltuk başlığı arasındaki mesafe 4 parmağı geçmemeli ve yüksekliği neredeyse kafa hizasında olmalıdır. Koltuk başlığından bir veya iki inç uzakta olan veya yüksekliği çok düşük olan sürücü güvende olmayacaktır.
Sabah erkenden ayrılmayı tercih ederim. Sürücünün geceleri iyi uyuması gerekir. Kişiden kişiye değişmekle birlikte gecelik ortalama 7-8 saat uykuya ihtiyaç vardır.
Sürücü; -Arabayla son birkaç kilometreyi hatırlamıyorsanız, -Dikkatiniz dağılıyorsa veya konsantre olamıyorsanız, -Sık sık esniyorsanız, -Gözlerinizi açık tutmakta zorluk çekiyorsanız,
-Önündeki araca çok yaklaşıyorsa veya yol işaretlerini fark etmiyorsa, -Başını tutmakta zorlanıyorsa, -Aracı dur-kalk yaparak sallıyorsa bilin ki düşme tehlikesiyle karşı karşıyadır. uyuya kalmak. Bu belirtileri gösteren sürücüler aynı zamanda “gözleri açık uyumak” olarak tanımlayabileceğimiz “yol hipnozu”na da yakalanma riski taşıyor.
Seyahatten bir gün önce dahi alkol tüketmemeli ve erken yatmalısınız. Yolculuk sırasında uyuşukluğa neden olabilecek ilaçlardan da kaçınılmalıdır. Araştırmalar sürücülerin 2 saate veya 150 kilometreye kadar çok dikkatli araç kullanabildiğini ortaya çıkardı. Bu nedenle yolculuk öncesinde mola noktalarınızı belirleyin ve her 150 kilometrede ya da 2 saatte bir 15 dakika mola vermelisiniz. Mola sırasında sürücü oturmamalı ve hafif yürüyüşler yapmamalıdır.
Sıcaktan etkilenmemek için bol su için. Özellikle kalp, tansiyon ve şeker hastaları; Sıcak havalarda çok uzun süre araç kullanmayın. Ağır ve yağlı yiyeceklerden uzak durun. Çünkü bu tür yiyecekler uykunuzu getirebilir. Molalarda çorba, az miktarda beyaz et ve salata tüketin.
Uzun yolculuklarda meydana gelen arızalar da stres yaratan faktörlerdendir. Örneğin; Aracınızın lastiği patlamışsa, fren pedalına çok fazla basmadan, acele etmeden, sinyal vermeden, sakin ve kontrollü bir şekilde sağ şeride geçin. Acil durum ışıklarını açın, sağ kapıdan çıkarken dikkatli olun ve bagaja üçgen reflektörü gittiğiniz yolun hızına göre 50 ila 100 metre mesafeye yerleştirin. Ve her şeyden önce, mümkünse bir bariyerin arkasında, yoldan uzakta bekleyin.
Tatil nedeniyle trafik artıyor ve uzun yol deneyimi olmayan birçok sürücü şehirlerarası yolları kullanıyor. Bunu unutmayın ve önünüzdeki veya yanınızdaki sürücünün her an hata yapabileceği düşüncesiyle sürüş yapın.
Kalın ve aşırı kıyafetler yerine hafif, rahat kıyafetleri tercih edin. Burada bir parantez açıp yaz aylarında uzun yollarda sıklıkla yapılan bir hatanın altını çizmek istiyorum; Sıcak havalarda terlikle ve hatta çıplak ayakla araç kullanmak büyük bir risktir. Terlik ve benzeri ayakkabıların, kaza anında hızlı tepki veren ayaklar üzerinde sabit kalma şansı yoktur. Bu da ayağımızın, sert ve büyük bir kuvvetle basmak zorunda kaldığımız fren pedalından kaymasına neden olur. Ayrıca çıplak ayakla ani fren yapılması durumunda sürücünün ayak tabanının acıması nedeniyle istemeden ayağını pedaldan çektiği birçok çalışmada gösterilmiştir.
Sürekli klima açık gitmeyin. Her 30-40 dakikada bir camı açarak aracın içini havalandırmayı unutmayın. Konsantrasyon sorunları yaşamamak için pencereyi açarak oksijen miktarını artırabileceğinizi unutmayın. Aracın klimasının doğrudan yüze ve göğüs bölgesine değil, pencereye yönlendirildiğinden emin olun. Kamyon ve kamyon gibi ağır tonajlı araçların sıklıkla kullandığı yollarda lastik izlerine dikkat edin. Bu tür yollarda ağır yüklerin asfaltı ezmesi sonucu oluşan çukurlar, direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesine neden olabiliyor.
Şehri geçerken mesafenizi koruyun ve hızınızı azaltın. Kısa farlarınızı gece gündüz açık tutun. Hız sınırlarına saygı gösterin. Emniyet kemerinizi takın ve araçtaki herkesin kemeri takmasını sağlayın. Aracınızda dikkatinizi dağıtacak veya görüşünüzü engelleyecek nesneler bulundurmayınız. Tüm eşyaları emniyete alın.
Araçta korumasız hiçbir şey bırakmayın. Parfüm, bardak ve çakmaklara dikkat edin. Kaza anında yarım litrelik şişe suyun, hıza bağlı olarak 40 kilograma varan bir kuvvetle size çarpacağını unutmayın! Tatil yolculuklarında kazaların en büyük nedenlerinden biri acele nedeniyle yanlış sollamadır. Özellikle gidiş ve dönüş yolculuğu için öngörülen yollardaki işaret ve çizgilere uyun!
Kazaların bir diğer nedeni ise araç kullanırken telefonla konuşmaktır. Sürücülerimizden bazıları kulaklık veya Bluetooth aracılığıyla konuşmayı güvenli buluyor. Ama önemli olan telefonu elinizde tutup konuşmak değil, önemli olan beyninizin başka yere konsantre olmasıdır. Bu nedenle ister elinizde ister kulaklık yardımıyla telefonla konuşmak tehlikeli ve ölümcül hatalara neden olabilir. Fırsat buldukça uzak dur!
Yağışlı bölgelerde ve yol ortasındaki çimenlik alanların sulandığı yerlerde suda kızaklama (Aquaplanning: lastiklerin su birikintisi nedeniyle zeminle bağlantısının kısmen veya tamamen kaybolması) ihtimali göz önünde bulundurularak hızı azaltıp mesafeyi artırarak önlem alın. sıradaki.
Bolu Dağı bölgesi gibi her yıl yüzlerce kazanın meydana geldiği yoğun sisli bölgelerde hızınızı azaltın ve yol kenarındaki ışıklı sinyalleri takip ederek yolu okumaya dikkat edin. Ancak yoğun siste kesinlikle öndeki aracı takip etmeyin. Bu durumlarda öndeki aracın yaptığı hatanın bedelini siz ödersiniz.
Aracınızın rutin bakımlarının yapıldığından emin olun. Klima ve havalandırma sistemlerinin çalıştığından emin olun. Aşınmış silecek lastiklerini değiştirin. Özellikle sıcak havalarda sorun yaratan yağ sızıntıları ve aşırı ısınma sorunları için aracınızdaki suyu kontrol etmeyi unutmayın. Aracınızın aküsünü mutlaka kontrol ettirin.
Lastiklerinizin hava basıncının ayarlı olduğundan ve diş derinliğinin yeterli olduğundan emin olun. Halen kış lastiği kullanan sürücüler, özellikle fren mesafesi ve yol tutuşu söz konusu olduğunda birçok tehlikeyle karşı karşıya kalabilir. Araçlar hızla kontrolü kaybedebilir, viraj alırken savrulabilir ve fren mesafesinde önemli bir artış yaşanabilir. Lastik basıncı bilinçsizce değiştirilmemelidir. Uzun yolculuklarda lastik basıncını düşürüp artırarak hata yapmayın! Araç üreticisinin belirttiği değerlere uyulmalıdır.
Gelelim gezinin bebekler ve çocuklarla olan kısmına! Kaza anları dikkate alındığında araç içindekilerin hayatta kalmasını sağlayacak en önemli şey, koltuklarında sabit kalabilmeleridir. Bu nedenle yetişkinlerin emniyet kemerlerini takmaları, bebek ve çocukların ise uygun koltuklara oturtmaları gerekmektedir.
Emniyet kemerinizi takarken bebeklerin ve çocukların sizi izlemesine izin vermeyin; Bakışlarını ve dikkatlerini başka bir yere çevirdikleri anda kemer tokasını kilitleyin. Aksi takdirde çok zeki olan yeni nesil bebek ve çocuklar kemer tokasını takıp açmayı öğrenecek ve siz farkına bile varmadan kemeri çözebileceklerdir.
Özellikle emniyet kemeri ilişkisine yeni başlayan bebeklerin ve küçük çocukların ağlamalarının sizi yanlış şeylere itmesine izin vermeyin! Örneğin; Seyahat ederken ağlayan bir bebeği kucağınızda tutmayın. Hatırlamak; Koruma içgüdüsüyle kaza anında çocuğunu kucaklayıp sıkarak öldüren annelerin sayısı çok fazla! Bu kuralın vazgeçilmez olduğunu ilk kabul eden siz olun, onu esnetmeyin!
Bebeklere ve çocuklara hafif, rahat ve nefes alabilen giysiler giydirin. Bu nedenle iç sıcaklık değerini 22-23 derecenin altına düşürmeyin. Aracı uzun süre sıcakta bırakmamaya dikkat edin. Eğer mecbursan; Bebeklerin ve çocukların aracı çalıştırdıktan hemen sonra arabaya binmesine izin vermeyin. Aracın tüm camlarını açın, klimayı açın, içeride biriken sıcak havayı dışarı verin, ardından bebeği ve çocukları içeriye koyun. Aksi halde içerideki havasız hava sorun yaratacağı gibi, pazuların aşırı ısınan kısımları da bebeğin teniyle temas ettiğinde ciddi hasarlara neden olabilir.